6 Ağustos 2011 Cumartesi

''seni özledim'' demek geliyor içimden , şimdi karşıma çıksan , bir vesile olsa, yolda karşılaşsak , mesela ben elim kolum paket dolu, eve dönmeye çalışırken, sen de oradan geçiveriyor olsan ya da bir akşam ben dışarı çıkmış olsam sen de başkalarıyla, aynı anda birşeyleri bahane edip masalarımızdan uzaklaşıvermiş ve ''ne tesadüf ki'' karşılaşıvermiş olsak.Yıllar önce bugün olmuş olsa mesela, öyle sıcak bir yaz akşamından kendimizi sesin ve neyin ferahlattığı bir kuytuya atmışken buluversek yeniden , iki yabancı gibi karşılıklı oturup , üçüncü tekil ve çoğul şahısların ağzından onlardan bahseder gibi konuşup aslında kendimizi anlatırken yakalasak birbirimizi,anlasak ama anlamaz bir gülümsemeyle devam etsek, sonra saatler su gibi akıp geçiyorken , gece sabaha kavuşuyorken dünya durmuş, herkes gitmiş ,bir ikimiz kalmışız gibi hissetsek...''seni özledim ''demek geliyor içimden , özlediğimin sen olup olmadığını sorgulamadan , su içer gibi bir çırpıda, hemen söylemezsem kelimelerim gerçek hayatın duvarına çarpıp parçalanacak , dilime batıp kanatacak diye korkmadan ....

1 Ağustos 2011 Pazartesi



Kayan yıldızlara dilek fısıldamak mı?Serseri bir göktaşının dünyanın yalancı çekimine kapılıp oradan oraya savrulurken için için yanmaya başlaması aslında bu.Bizimkiyse çocukça bir heves işte, yanarak hayatına son veren bir zavallının kuyruğuna dileklerimizi takıp, gizler katıp süslemek.İşte tam da bu belki büyümek, kurduğun hayalleri gerçek zannederken ,''gücüm yetmez'' diye hayallerini bağladıklarının aslında senden daha güçsüz olduğunu farkedişin...Senin izin verdiğin ölçüde varoluşlarınyla yüzleşmen...belki bu büyümek